Keith Moon ve Oliver Reed

Keith Moon ve Oliver Reed, rock and roll tarihinin en büyük içki yarışmasını yarattılar.

Bir çok rock yıldızı kaçmak için alkol kullanır, ancak Keith Moon ne zaman içkiye çarpsa bir insan kasırgasına dönüşüyordu.

The Who davulcusunun maceraları, otel odalarına kiraz bombaları atması ve pencerelerden televizyonları fırlatması gibi olaylar dönemin rock’ının konusuydu. Moon her zaman iyi vakit geçirse de, özellikle dünyanın en büyük film yıldızlarından biriyle rekabete girmekten kendini alıkoymadı.

The Who Tommy’nin gücüyle ortalıkta dolaştığı sıralarda, Pete Townshend rock operasını bir filme dönüştürmekle ilgili konuşmaya başlar. Oyuncu kadrosunun çoğu Elton John ve Tina Turner gibi rock yıldızlarından oluşsa da, Oliver Reed, Tommy’nin otoriter üvey babası olarak filme eklenir; oğlunun dertlerine her zaman göz yuman ve daha çok Tommy’nin annesinden gördüğü ilgiye odaklanan bir baba kişiliğine bürünür.

Moon, çekimlerin dışında, bir veya on içkiden keyif aldığı bilinen Reed ile dostça bir rekabete girer. Reed’in evinde buluştuktan sonra, Moon’u evinin yakınında bulunan bir bara gidip orada devam ederler. Moon masanın altında kimin daha çok içebileceğini görmek için ona meydan okur.

Roger Daltrey, Howard Stern’e tercih edilen içeceğin brendi olduğunu söyler ve yere yığılmalarının uzun sürmediğini ekler. Devamında anlatmaya devam eder.

‘Görünüşe göre, üçüncü şişe Brandy idi ve Oliver Reed masanın altında bayılmıştı. Sonra Moon ayağa kalktı ve ‘Siktir git Ollie‘ dedi. Gerçek bir içki için bara gidiyorum çünkü Moon, yolculuğunun sonunda bir bara sahiptir’.

Reed ve Moon’un dostluğu gelişir ancak Moon karanlık bir yola girmiştir. Kaçık kişiliğinin dışında kendisine son derece güvensizdir ve şişenin arkasına saklanmayı seçer.

Daltrey, Moon’un vücudunun sınırlarını biraz fazla zorladığından endişeleneceğini söyleyerek devam eder.

‘Açıkçası bağımlılık yapan bir kişiliğe sahipti. Moonie kadar uyuşturucu ve içki alan birini hiç tanımadım. İnsanlar bir hap alır ve bir gün boyunca uçurtma kadar sarhoş olurlardı. Moon ise onlardan bir avuç alır ve sonrasında içmeye devam ederdi’.

Moon daha sonraları uyuşturucu ve alkolden kurtulmak için başladığı ilaçlardan bir gece bir otel odasında aşırı dozda almasından dolayı sabahında ölü bulunur.

Daltrey, Moon’la geçirdiği güzel günleri hatırlamayı tercih ediyor ve Stern’e şunları söylüyor:

‘O çok muazzam bir karakterdi. Kişiliğinin her yönü oradaydı. En sevgi dolu, kin dolu; şefkatli bir insandı. Her şey havai fişeklerin patlaması gibiydi’.