GüncelYeniler

Richard Wright’a Göre En İyi Pink Floyd’un Parçası

Pink Floyd klavyesici Richard Wright onların ‘en iyi parçası’ olarak adlandırıyor.

Pink Floyd’un zirve döneminden bahsederken genellikle ‘The Dark Side Of The Moon’ gelir. Syd Barrett’ın gruptan ayrılmasının ardından Pink Floyd, şimdiye kadar kaydettikleri en çılgın müziği içeren, insanları deli eden şeyin zihniyetine giriyormuş gibi hissettiren genişleyen bir destan yaratmıştı.

Progresif rock’ın en büyük ve en bilinen isimlerinden biri olmadan önce ‘The Floyd’, başlangıçta saykedelik rock hareketinde adını duyuruyordu. The Doors ve The Rolling Stones gibi grupların alışılagelmiş sound’larıyla karşılaştırıldığında Barrett’ın şarkıları, genellikle garip tonlu şiirlerden yeni toprakları keşfetmek isteyen ruhların hikayelerine uzanan sözlerle space rock dünyasını kucaklamakla ilgiliydi.

İlk albümleri The Piper at the Gates of Dawn’ı hazırladıktan sonra grup, Barrett’ın zihinsel sağlık sorunları nedeniyle gruptan ayrılmak zorunda kalmasıyla büyük bir darbe alır. LSD yüzünden kaybedilen yıllar Barrett’a büyük zarar verir ve onun maddelere olan bağımlılığı onu şarkılar üzerinde çalışırken tutarsız hale getirmiştir.

Her ne kadar David Gilmour ‘A Saucerful of Secrets’a çok yakışmış olsa da, grup sonraki birkaç yılını grubun Barrett sonrası versiyonunun nasıl görünebileceğini deneyerek geçirmiştir. ‘Ummagumma’ ve ‘Atom Heart Mother’ gibi albümlerde Pink Floys, yavaş yavaş progresif bölgeye doğru ilerlemeye başlamıştır.

Bu uzunlukta destansı bir parçayı çıkarma becerisine sahip olmasına rağmen, her şeyin bir araya gelmesi bir sonraki albüme kadar mümkün olmaz.

Parça listesinin çoğunda ‘Meddle’, Floyd’un o ana kadar yarattığı en rafine sesleri içeriyor ve ‘One Of These Days’ blueslu rock and roll’a progresif rock yorumunu katıyor.

Parçaların çoğunda çeşitli etkiler olsa da ‘Echoes’ grup için dönüm noktası olmuştur. 23 dakikalık parça, dünyanın derinliklerine yapılan bir yolculuk ve insanın hemcinsleriyle ilişki kurma mücadelesine dair bir yorum.

Her grup üyesi ‘Echoes’un çok ötesine geçse de Wright, şarkıyı hâlâ grubun en olağanüstü başarıları arasında sayıyor.

Pink Floyd: All the Songs kitabında Wright, ‘Echoes’un ‘The Floyd’un şimdiye kadar yaptığı en iyi parça’ olduğunu söyler. Grubun geri kalanı arasında parçanın başarısı bir sonraki adımın nereye gideceğini de belirlemiştir. Sonraki albümlerde Pink Floyd, ister Barrett’ı Wish You Were Here’da kaybetmenin acısını işlerken, ister Roger Waters’ın gençliğinin ve ardından bir rock yıldızı olarak yaşadığı ‘The Wall’ albümünde hayal kırıklığının öyküsünü anlatırken, kendilerini stüdyonun eşiğine itmeye özen göstermiştir.

Pink Floyd’un kariyerinin başında omuzlamak zorunda kaldığı yükler ne olursa olsun, ‘Echoes’ eşiği aştığı an olmuştur ve dünyanın en büyük performanslarından biri haline gelmiştir.

los-endos.com

Yeni kan albmler, gncel haberler, albm incelemeleri, mzisyen ve grup biyografileri, progresif rock tarihindeki nemli olaylar, tarihte bugn, dinleme listeleri gibi bir ok ierik

Siz ne düşünüyorsunuz?

error: Hata !!!
%d blogcu bunu beğendi: