Peter Gabriel- Genesis’in Ruhu
Zekasıyla, şarkı sözlerinin derinliği ve politik meseleler karşısındaki duruşuyla bilinen Peter Gabriel, 13 Şubat 1950’de İngiltere’nin Woking şehrinde dünyaya geldi. Babası elektrik mühendisiydi, annesi ise ona çocukluğundan itibaren piyano çalmasını öğretmişti.
Peter Gabriel solo kariyerine başlamadan önce 1967 senesinde Tony Banks, Anthony Phillips, Mike Rutherford ve Chris Stewart ile progresif rock grubu Genesis’ i kurdu.
Yeni kurduğu grubu ile progresif rock’ı teatral bir seviyeye taşıdı. Genesis’teki en büyük başarısı 1974 yılında çıkan konsept albüm ”The Lamb Lies Down” ile oldu.
1975 senesinde yönetmen William Friedkin Peter ile bir film çekimi için anlaştı ve grubu terk etti. Ancak bir hafta sonra geri döndü. Bu ani gidiş hayranlarını şaşkınlığa boğdu.
Eşinin hamileliğinin haberini takriben 1976’da gruptan tamamen ayrıldı. Bir sonraki sene anında hit olan piyasa sürdüğü teklisi ”Solsbury Hill” ile solo çıkışını yaptı.
1978 senesinde Robert Fripp’ten etkilenerek yaptığı deneysel albümü piyasa sürdü ancak başarılı olamadı.
Başta vurmalı çalgılar olmak üzere dünya müziğine olan yeni ilgisi, kendi adını taşıyan üçüncü stüdyo albümünde yerini aldı. Bu albüm ayrıca ilk kez davullarda analog kapıların kullanıldığı albümlerden olma özelliğini de taşıyor.
1982’de şaşırtıcı videolara ve tuhaf seslere rağmen büyük bir ticari başarı getiren ”Security ” albümü yayınladı.
”So” isimli albümünün kompozisyonunu 1985 senesinde oluşturdu. ”Sledgehammer” teklisi ise büyük ölçüde başarılı oldu ve klibinde stop-action animasyonu kullanıldı.
1986’da ”So”nun başarısının tadını çıkararak, Uluslararası Af Örgütü için bir yardım turuna başladı. Bu tur esnasında Sting ve U2 ile işbirliği yaptı.
1989’da dünya ritimlerinden geniş ölçüde yararlandığı ve kendisinin bestelediği ‘Passion: Music for the Last Temptation of Christ’i yayınladı. Albüm başarılarıyla birlikte ödülleri de beraberinde getirdi.
Bu albümden sonra kişisel sıkıntılar yaşadığı bir dönemi oldu ve 1992’de yayınladığı ”Us” tüm bu gerginlikleri yansıtan karanlık seslerden oluşan bir albümdü.
1990’lar boyunca ilk girişimi olan ”Real World Record Label”ın çalışmalarında yer aldı. ”Xplora” ve ”Big Blue Ball” gibi gruplarla birçok multimedya projesi geliştirdi.
Bu esnada filmler için de birkaç şarkı projesi vardı. 1998’de ”Babe: Pig in the City” için ”That’ll do” şarkısını söyledi.
10 yıl sonra, 2002’de ”Up” isimli bir solo albüm çıkardı. Kanada’da altın sertifikaya sahipti ancak albüm ABD’de satılmadı. Bu albümü birçok turne ve iki konser DVD’si ”Growing Up Live” ve ” Still Growing Up: Live and Unwrapped” izledi.
2010 senesinde Radiohead, Paul Simon ve David Bowie ve diğerleri tarafından söylenen şarkıların cover’larının yer aldığı ”Strach My Back” adlı bir albüm yayınladı. Bunu, ertesi yıl yayınlanan ” New Blood” izledi.
2012, ”So” albümünün yayınlanmasının ardından 25.yıl’a özel kaydın birkaç lüks versiyonu satışa çıktı.
Gabriel aynı zamanda her zaman dünya müziğini Batı ülkelerine tanıtmak için uğraşmıştır. Türk halk müziği sanatçısı Selda Bağcan, Gabriel’in desteklediği Womad Vakfı tarafından çıkarılan Dünya Dans ve Müzik Festivali albümünde bir şarkısıyla yer almıştır. Gabriel Türk müziğinden etkilenmiş, Kudsi Ergüner ile de çalışmıştır.
İngiliz kült müzisyen, 1986’da çıkardığı solo albümü ” So ” ile Birleşik Krallık Albüm Listesi’nde 1 numara, ABD Billboard 200’de ise 2. sıraya yükseldi. 1987’de yine aynı albümle En iyi İngiliz Erkek Solo Sanatçısı” dalında İngiliz Fonografik Endüstrisi Ödülü’nü aldı.
Müzik üzerindeki kalıcı etkisi, kendisine 2004’te ”Müzik Endüstirisi Güvenleri ” Ödülü’nü veren müzik birliği tarafından takdir edildi.
2006’da Nobel Barış Ödülü sahipleri tarafından verilen ”Barış İnsanı Ödülü”nü aldı.
4 çocuk sahibi olan Gabriel, kendi müziğinin yanı sıra dünya müziği içinde neferlik yapmaya devam ediyor. Batılıları Yungchen Lambo, Nusrat Fateh Ali Khan ve Yossou N’dour hakkında eğitmek için çalışmalar da yapmıştır. İnsan hakları ihlalleri konusunda insanları eğitmek amaçlı kurulmuş ve hiçbir kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan ” Witness” ile yaptığı çalışmalar büyük çapta kabul görmüştür. Kendi kurduğu müzik şirketi ”Real World” ile de dünya müzisyenlerini ve dünya müziğini tanıtmaya yardımcı oluyor. Bu şekilde, küresel müzik kardeşliğine kendi yolunda katkıda bulunuyor.
Peter Gabriel sıradışılığıyla, müziğiyle, insancıl yönüyle ve yaratıcılığıyla akıllarda yer etmeye devam edecek bir müzisyen.
Love early 70s Genesis with Peter Gabriel – keep posting!