En Sevdiği Üç Genesis Anı

Genesis Basçısı Mike Rutherford, en sevdiği üç Genesis anını anlatıyor.

İlk albümleri ‘From Genesis to Revelation’dan Phil Collins ile son konserlerine kadar, klavyeci Tony Banks ile grubun bütün yükünü çeken Rutherford, kariyerinin önemli üç farklı anından bahsederken şunları söyledi.

Prog hırsıyla ilgili olarak Rutherford, ilk olarak Foxtrot albümlerinden ‘Supper’s Ready’ şarkısı hakkında konuştu ve Steve Houk’a şunları söyledi:

‘Gerçekten birlikte bu şekilde çalıştığımız ilk zamanlardan biriydi. Bu tür daha uzun parçalar.’

İkinci anı olarak Peter Gabriel’in gruptan ayrılmasının ardından çıkardıkları ‘The Trick of the Tail’ adlı albümlerinin dönemini hatırlıyor ve şunları söylüyor.

‘Aşabilirdi ya da batabilirdi, ama ilk kez böyle yazarken, havalandı’.

Phil Collins’in mikrofonun arkasına geçtiği ilk kayıt olmasına rağmen, grup, ‘Dance on a Volcano’ gibi karmaşık parçalar olduğu kadar akılda kalıcı parçalar ile de hiçbir ritmi kaçırmadı.

Phil Collins’in vokali ile pop müziğe kaymaları sonucu grubu tek başına mahvettiği yönündeki itibarına rağmen, ‘Follow You Follow Me’ gibi prog yıllarına nazaran hit almayı başardı ve bu ‘Invisible Touch’ ve ‘I Can’t Dance’ gibi radyo dostu albümlerin seslerine kademeli bir geçiş oldu.

Grup artık stüdyoya girmeden önce baştan sona planlanmış daha uzun parçalar yapmaya güvenmiyordu. Rutherford, 1980’lerdeki seansların sevincini şöyle hatırlıyor.

‘Phil ve Tony ile son iki veya üç albümü hiçbir fikrimiz olmadan yazdık. Kafamızda tek bir fikir olmayan boş bir kağıt parçasıyla stüdyoya girdik, teçhizatı prize taktık ve yola koyulduk. Ve her seferinde işe yaradı. Yazı kutudan uçup gitti.’